Salı, Eylül 25

Ultras

Özel bir şey anlatırken genelden başlamak adettir. Bu bağlamda Ultras'tan bahsetmek gerektiğini dsüşündüm.

Efendim Ultras en yalın haliyle özel taraftar grubudur. Güney Amerika'da ve İtalya'da ortaya çıktığını söyleyenler var. İki tarafa da saygımız sonsuz. Ultra'nın kelime anlamı radikal (Latince'de), Gruba da Ultras deniyor ve kimlik oluşmuş oluyor.

Ultras'ın tarihinde kan var, holiganlık var, sertlik var, şiddet var, tamamiyle maskülen bir duruş yani. Stadyum içinde ve dışında da organizasyonu şekillendiren ayrıntılar var. Hepsi net ve aynı şekilde sert.Tribündeki Ultras üyelerinin temel vazifeleri aslında Türk seyircisine yabancı değil.
- Şartlar ne olursa olsun 90 dakika boyunca susmamak,
- Maç boyunca koltuğu sadece ayakta durmak için kullanmak,
- İçerde veya dışarda takımı asla yalnız bırakmamak,
- Bağlı bulunduğun gruba ve tribüne sadakat göstermek,

Maçası yiyen adam, hafif sıyırmış adam, psikopatlığı bilen, hisseden adam gider babalar gibi kaydolur. Gelir, gider önemli değil. Sen yeter ki iste, seni içeri alacak bir yol her zaman vardır. Ki çoğu kulübün bu taraftarlarına özel uygulamaları mevcut.

Velhasıl sert adamdır Ultras üyesi. Ağırdır, babadır.Maç günleri Ultras için savaş günüdür. Aslolan savaştan zaferle çıkmak olduğundan tüm benlikler takıma adanmıştır.
Grubun yeri her bellidir, kimse ghidip de orayı işgal edemez. Ultras'ın orada var olduğunun anlaşılması için klasikleşen metaforlar kullanılır. Bir Che posteri, No al Calcio Moderno bannerı, takımın logosu, efsane oyuncunun bakışları. Rakibe de korku salarlar, diğer tribünlere de.

Ultras maç öncesinde rakip kovalar, kan ister. Vurmak ister. İşin içinde isyan ve aykırılık vardır çünkü. Holiganları mı Ultras besler, Ultras mı holiganizmden ilham alır yoksa bunlar aynı kapıya çıkan ara yollar mıdır, yoruma açık.
...

Hiç yorum yok: