Çarşamba, Nisan 29

Captain Owen

Owen'ı uzunca bir süredir konforlu yedek kulübesi koltuklarından hatırlıyoruz. Koltukları sevmiş olacak ki, kendisini bir helikopter kabininde gösteriyor bu kez. 10 dakikalık bir air-Dubai turu ile karşımızda. Liverpool sonrası feci derecede düşen Owen -ilk olarak Recarolar'la gündeme gelmişti- kariyerinde artık düzeltme yapamayacağının farkına varmış olacak ki, ortadoğu semalarında geziniyor, kendisine kulüp de bakmıştır geçerken.



Michael Owen Flies a Helicopter over Dubai - video powered by Metacafe

Evet, this is captain speaking, please fasten your safety belts - we’re about to take off!

Bir ceza olarak evde oturmak..

Arsenal'in genç tayfasından Carlos Vela, Arsene Wenger tarafından antrenmana alınmadı. Evinde otur, hiçbir yere çıkma telkininde bulunulmuş Meksikalı oyuncuya.


Gerekçe olarak gece çıkma, kulüpte sabahlama, alkollü araç kullanımı falan gibi şeyler beklemeyin, durum oldukça hassas: geçtiğimiz hafta Carlos Vela'nın Meksikalı arkadaşları onu evinde ziyaret etmişler. E malum, sırayla tüm hayvanları dolaşacak gibi gözüken grip virüsleri, şu aralar domuz mevsiminde. Domuz gribinin de orijini Meksika ve komşuları olarak gösteriliyor. Bir nevi sivil karantin durumları yani.

Vela kulüp doktorları tarafından muayene edilmiş, temiz çıkmış, bu akşam Manchester Utd maçında kadroda yer alacak.

Salı, Nisan 28

CL'de yarı finaller

Yine İngilizlerin şekil yaptığı bir yarı finali var CL organizasyonunun. Yarı finalde 3 İngiliz var, onlara kafa tutan da doğuştan asi Barcelona. Platini'nin mantalitesinin tamamen tersinde seyrediyor CL, o da bu durumdan rahatsızlığını belirtiyor belli aralıklarla ama ne gelir elden, Guiza yerine kendisi girecek değil ya oyuna. Son 3 sezondur yarı finalde 3 İngiliz ve bir "diğer" takım var. Aşağıda bu tarz 3'e 1'lerin bir listesi var, hangi yıl hangi ülke dominantlık sergilemiş. (79-80 UEFA Kupası'na ayrıca dikkat, Almanlar 4'lemişler UEFA'da)


Yeniden 2008-2009 CL'ye dönecek olursak; ilk maçlar bu akşam oynanıyor. Barça'nın rakibi Chelsea, ManU'nun rakibi de bir başka başkentli Arsenal. Barcelona'yı lig oldukça zorlayacak gibi duruyor, İngiliz cephesindeki takımlarsa liglerinde oldukça rahat görünüyorlar. ManU neredeyse şampiyon, Chelsea ve Arsenal de 3-4'lerde demirlmiş vaziyetteler. Chelsea-ManU finali rövanş olur, ManU-Barça finali de egzotik olur, bu iki takımın sezon sonunda kendi liglerinde şampiyon olmaları da "Şampiyonlar Ligi" konseptine biraz daha uyar hem. Arsenal'in çıktığı bir final de Platini'yle Wenger'i bir kez daha karşı karşıya getirip polemik çıkarır, iyi olur.

Fenomen bildiğimiz gibiymiş

Gerçek Ronaldo'nun göbeği ile geçen zamanların ardından yeniden gollerinin konuşulmasını kendisi de beklemiyordu belki ama oldu işte.

Ronaldo, Corinthians formasıyla 10. maçında 8 gole ulaştı. Son maçında Santos ağlarına gönderdiği iki gol var, ikisi de usta işi de 2. gol ustalığının kaybolmadığının da kanıtı aynı zamanda. Akma Ronaldo'dan bıktığımız şu günlerde ilaç gibi geldi, golleri aşağıdaki linkten izlemek mümkün.

Corinthians:3-1:Santos

Pazartesi, Nisan 27

Giggs, 1991, Savignon-red

18 sene evvel, 91 senesinde Everton'a karşı giymiş ilk kez formayı Old Trafford'da. Geçen süre zarfında 4 FA Kupası, 3 Lig Kupası, 2 CL Kupası almış, 10 kez kazanılan lig şampiyonluğu da çerez niyetine. ManU formasıyla 800. maçına çıkacak Arsenal karşısında forma giyerse. Dile kolay, 800 üst düzey maçtan bahsediyoruz burada.

İşte bu adam kariyerinde ilk kez yılın futbolcusu ödülünü kazanıyor Ada'da. Seçimi yapanlar "Profesyonel Futbolcular Birliği" üyeleri. Bir anlamda "ustalara saygı" olarak bakmak mümkün bu ödüle tabi ama bu güne kadar bu adamı onore etmemek de sistemin hatası. Giggs'in shortlistte geride bıraktığı isimler arasında Nemanja Vidic, Rio Ferdinand, Cristiano Ronaldo, Edwin van der Sar ve Liverpool'un Steven Gerrard'ı var.

Giggs'in aldığı bu büyük ödülün yanında bir de Villa'lı Ashley Young'ın aldığı "yılın genç oyuncusu" ödülü de kaydadeğer. Gençlerin shortlistinde de yine Villa'dan Gabriel Agbonlahor, ManU'dan Johnny Evans ve Rafael Da Silva, Spurs'ten Aaron Lennon ile Manchester City'den Stephen Ireland vardı.

PFA'in seçtiği yılın takımında da 6 ManU oyuncusu yer alıyor. Premier League'in en iyileri ve alt liglerin en iyi 11'leri aşağıda;

Yılın Premier League 11'i: Edwin Van der Sar (Manchester United), Glen Johnson (Portsmouth), Rio Ferdinand (Manchester United), Nemanja Vidic (Manchester United), Patrice Evra (Manchester United), Ashley Young (Aston Villa), Steven Gerrard (Liverpool), Ryan Giggs (Manchester United), Cristiano Ronaldo (Manchester United), Nicolas Anelka (Chelsea), Fernando Torres (Liverpool

Yılın Championship 11'i: Keiren Westwood (Coventry), Kyle Naughton (Sheff Utd), Roger Johnson (Cardiff), Richard Stearman (Wolves), Daniel Fox (Coventry), Michael Kightly (Wolves), Stephen Hunt (Reading), Joe Ledley (Cardiff), Jordi Gomez (Swansea, on loan from RCD Espanyol), Sylvan Ebanks-Blake (Wolves), Jason Scotland (Swansea).

Yılın League One 11'i: Joe Murphy (Scunthorpe), Neal Eardley (Oldham), Jack Hobbs (Leicester), Sean O'Hanlon, Dean Lewington (both MK Dons), Fabian Delph (Leeds), Matt Oakley (Leicester), Chris Taylor (Oldham), George Boyd (Peterborough), Rickie Lambert (Bristol Rovers), Matt Fryatt (Leicester).

Yılın League Two 11'i: Scott Shearer (Wycombe), Neil Austin (Darlington), Simon King (Gillingham), David McCracken (Wycombe), Tom Kennedy (Rochdale), Omar Daley (Bradford), Dany N'Guessan (Lincoln), Ben Davies (Shrewsbury), Tommy Doherty (Wycombe), Andy Bishop (Bury), Grant Holt (Shrewsbury).

dedikodu

*Manchester hücum hattında yine bir şeyler değişecek, Berbatov oldu orada, Tevez zaten baştan beri Manchester'ın ağırlığını karakter olarak taşımakta zorlanıyordu, adam daha bi çılgınlık, ağırlık peşinde, kendi yolunu da yapıyor epeydir. Yani; Tevez gider, Benzema gelir, ortam kral olur dedikoduları var.

*Tuncay Şanlı, bombayı patlatacak gibi görünüyor. Yükseleceği kesin de kaç basamak yükseleceği konusunda soru işaretleri var. Arsenal?

*Galatasaray'dan Arda ve Topal'ın gitmeleri gerekiyor, uzunca bir süredir bekliyorum bunu belki bu yaz olur, inşallah olur. Burada garip hareketlerini artıran ve sempatiyi antipatiye çeviren bir hale bürünüyor Arda günden güne. Topal da kavram karmaşası yaşamaktan bunaldı, her yerde oynayacak kadar da deli değil. Gidin kolkola İngiltere'ye, yakışır. Arda için Bayern ad epeydir dolanıyor gerçi ama yine de ada ona daha bi yakışır.

*Drogba için sürekli dolaşan dedikodular yaşın 31 olmasından dolayı mıdır nedir bilinmez bu yaz azalacak gibi, oyuncunun bizzat "burada güzelim, özelim" mealindeki açıklamaları da bu yargıyı güçlendirir nitelikte.

*Ibrahimovic-Eto arasındaki takas hikayeleri genel olarak Avrupa ofansını harekete geçirtecek nitelikte, Mourinho cephesinde sükunet olsa da İbra iyiden iyiye meyilli bir yerlere gitmeye. Olur mu olur bu takas, üste para veren kim olursa olsun şöyle bi durup düşünmek gerekir tabi.

*Dedikodular arasında Arsenal'in adı da sıkça geçiyor. Adebayor'un ve Fabregas'ın hareket zamanı diyor çoğu kimse. Adebayor İtalya'ya, Cesc de doğduğu topraklara doğru. Göreceğiz bunu da.

Cuma, Nisan 24

Bu sene şampiyon görelim bizi!

Duş alırken -adı her neyse- duş ahizesini mikrofon yapıp şarkı söylemek gibi bir şeydir halı sahada futbol oynamak. Herkes başkasıdır, herkes kraldır, herkes büyüktür. 40 yıllık Kemal abinin Caniggia olduğu zamanı bilirim mesela ben ilk, yukarıdaki düşüncemin filizlendiği zamana denk gelir tam.

Her neyse, o zamanlar dalga geçtiğim abilerdi bu Kemal abi ve türevleri. Ben onlardan ayrışıp "topçu" olacaktım, kısmet olmadı, "eğitim" nedeniyle! Sadede geleyim artık; ben halı saha topçusuyum bugüne bugün, iyi de bir takımımız var, kendimizi tescil ettirdik artık piyasaya. (aksini söyleyeni şu ana kadar görmedim) 4 yıldır aynı insanlarla haftanın aynı gününün aynı saatinde oynamaktan biraz kopalım dedik, evet turnuvaya katılıyoruz. Nike Halı Saha Turnuvası'ndayız. Öye Hakan Ünsal gibi direk dibinde adam kıstırıp "ayakta kal lan" tripleri çekmeyeceğiz ama çok da efendi olabilir miyiz bilemiyorum. Eğleneceğiz diye de umuyorum.

*Resimde bacak arasından görüntüye dahil olmuş, sprinte kalkan çılgın topçu beni temsil ediyor.

Money Talks!

İngiltere'nin 4 büyüklerinin finansal tabloları. Profesyonel yönetici kavramı üzerine yoğunlaşan bu kulüplerin "director" maaşlarını bu ülkede bir yöneticiye versen kan çıkar herhalde. Yöneticilik gönül işidir arkadaş, gönül işi olunca da tabi "zaten hayrına yapıyoruz" düşüncesi ön plana çıkıyor ve hatır-gönül, kör-topal ilerliyor gemi, hadi hayırlısı.


Arsenal
En yüksek yönetici maaşı: Keith Edelman, (£2.72m, including £1.67m compensation for leaving (£1.16m).)
ciro: £223m.
lig derecesi: 3rd.
vergi öncesi kar: £36.7m.

Chelsea
En yüksek yönetici maaşı: Peter Kenyon, £1.9m (£1.9m).
ciro: £213m.
lig derecesi: 2nd.
vergi öncesi zarar: £66m.

Liverpool
En yüksek yönetici maaşı: Rick Parry, £1.12m, (including bonus after sale of club to Tom Hicks & George Gillett (£1.12m).)
ciro: £167m.
lig derecesi: 4th.
vergi öncesi kar/zarar: açıklanmadı.

Manchester United
En yüksek yönetici maaşı: David Gill, £1.7m (£1.5m).
ciro: £256m.
lig derecesi: 1st; Champions League.
vergi öncesi kar: £66m.

Listenin tamamı bu linkte..

Cumartesi, Nisan 18

Hot prospect for the future!

imscouting'de genç yıldızlarla ilgili bir çalışma yapılmış. Scouting firması sonuç itibariyle, bu gibi araştırmalarında taraf tutmaları mümkün, kendi portföylerinden oyuncu seçme gibi bir yaklaşım da mümkün. Her neyse, listenin enteresan tarafı 11. sırada yer alan yerli futbolcu; Kayserisporlu Furkan. 12 kişiden oluşan oyuncu listesi aşağıda, kararı varış hakemleri versin..

1. Robert Beric (Interblock Ljubljana, Slovenia: 2 goals)
2. Borges (Sao Paulo, Brazil: 2 goals)
3. Martin Bernburg (Nordsjaelland Farum, Denmark: 3 goals)
4. Bojan Brnovic (Gyor ETO, Hungary: 3 goals)
5. Loic Remy (OGC Nice, France: 2 goals)
6. Stanislav Sestak (VfL Bochum, Germany: 3 goals)
7. Tobias Hysen (IFK Goteborg, Sweden: 2 goals, 1 assist)
8. Tomas Strasky (Ceske Budejovic, Czech Republic: 3 goals)
9. Stefano Napoleoni (Levadiakos FC, Greece: 2 goals)
10. Alan Dzagoev (CSKA Moskva, Russia: 2 goals)
11. Furkan Ozcal (Kayserispor, Turkey: 2 goal)
12. Ahmed Khairy (Ismaily SC, Egypt: 2 goals, 1 assist)

Pazartesi, Nisan 13

Biri bana anlatsın!

Saçmalıklar üzerine kurulmuş "futbolsever" kimliğine hitap eden "muhteşem" bir habercilik örneği! Tebrik ediyoruz.

Salı, Nisan 7

Looking for Eric; Topun gerisinde Ken Loach var!

Futbolun sinema ile buluştuğu yapımlara hep ayrı bir sempatim vardır. (Bu bilginin enteresanlık içeren kısmını keşfedemedim tam olarak ama yazdık artık)
Neyse; yıllardır youtube'ların vazgeçilmez öğelerinden birisi olan, son dönemde Nike ile de iyiden iyiye kameralara karşı aşinalık kazanan Cantona, Ken Loach için kamera karşısında. "Looking for Eric" adlı filmle perdeye çıkacak kendileri.

72'lik koca yönetmene Ferguson muamelesi çeken ve saygıda kusur etmeyen Cantona, filmin çekimleri süresince de "takım oyunu"nu ön planda tutarak film için var gücüyle çalışmış ve hep söz dinlemiş. Filmin konusu Manchesterlı bir postacının Cantona ile hayata tutunma öyküsü üzerine kurulu. 12 Haziran'da İngiltere'de gösterilmesi beklenen filmin Cannes da gala yapması da bekleniyormuş. Hadi hayırlısı Eric!

Teaser: dailymotion
Teaser: youtube

Pazartesi, Nisan 6

Wenger Bey ve oğulları!

Alem adam şu Wenger, yaşı ilerledikçe çocuklarına biraz daha torun gözüyle bakıyor galiba. Genç bir babayı düşünün, çocuğuna karşı çok titizdir genede, en ufak hatasını bile kabul edemez, mükemmeli ister. Yaş ilerledikçe durum değişir, göz yummalar çoğalır, naifleşir insan. Dedelik mevkiine yükselip torun sahibi olan adam ise artık tozpembe bir hayata dahildir. Torun sadece güzeldir, özeldir, o kadar!

Evet Wenger demiştik, vakit ilerledikçe daha bir enteresan önerilerle geliyor. Son öneri gollere verilmesi gereken puan. Benim evlatlarım onca gol/fark atıp 3 puan alırlarken elin yaşlıları tek golle aynı puanı alabiliyorlar, karşıyım arkadaş! (Burada dede-torun ilişkisinin semerelerini pekala görüyoruz işte; ayıp değil mi bizim çocukların emeklerine)

Platini ile hemşehriliklerinden ve zaman zaman yaşadıkları sorunlardan ara ara bahsettik, bu da son perde gibi duruyor şimdilik.

Wenger'in önermelerini maddeleyerek yazıverelim bi;
*Çok gole çok puan istioruz!
*Biz Fransa'da denedik, daha tam olmamıştı, 3 gol 1 puan hesabı, daha iyisini yapabiliriz.
*Biri çıksa da gol farkını puana çevirse!

Teklifiniz için teşekkür ederiz Mr. Wenger, torunlarınızın biz de hastasıyız, değerlendireceğiz.