Pazartesi, Mart 31

Yapma Gordon

Celtic menajeri Gordon Strachan "Old Firm" derbisi öncesi kameralara çok feci yakalanmış. Dudaklarında anti-katolik marştan bir ıslık.
Teknoloji fazla oluyor artık.

Çarşamba, Mart 26

Avram Fener'e ne yapar?

Bizim medyanın ağzındaki son sakızdır Chelsea, çoklarına göre de Schalke ile birlikte çıkabilecek en iyi rakip.Aradan bir iki kişi çıkıp "aman sakin olun beyler" dedi ama dinleyeni ben göremedim. CL çeyrek finalde Fenerbahçe'nin rakibi Avram Grant'ın Chelsea'si. Az yer, çok atamaz, korkaktır, gariptir, potansiyeldir, kinetik olamaz vs. derken Arsenal galibiyetini de alıp ligde 2. sıraya çıktı Maviler.Güntekin Onay'ın ntvmsnbc'de detaylarıyla yazdığı bir Chelsea güzellemesi var zaten, üstüne laf etmek düşmez ama yine de umut var Fenerbahçe için. Avram Grant bu takımın patronu değil nitekim, Abramovich bırakır mı koca takımı. Saha içi dengeler ne kadar ters olursa olsun topyekün kuvvet bazında bizimkiler önde. Turu getirmese de ülke için bir kaç puan daha getirir diyor ve bu linkteki Avram'a bakıp bakıp belki de geçeriz diyoruz. Haftaya yine konuşalım.

Salı, Mart 25

Turkuazın gücü adına!

Sonunda basına da tanıtıldı yeni formalarımız. Formalarımız diyerek sahiplendim ama ne kadar bizim orası tartışılıyor tabi. Turkuaz formanın bir sorun kabul edilip bolca tartışıldığı zamanlarda bir post yazmıştık, şimdi önümüze de koydular gerçeğini. Her kafadan ayrı bir ses hala geliyor. Beğeneni, beğenmeyeni, çakma diyeni, Avusturya bayrağına benzeteni, her telden.
Asıl tartışılması gereken konu ne acaba, formanın güzel olup olması mı, bizden olması mı, bize olması mı? Güzelliğin dışındakiler sanırım daha önemli. Forma bizden gibi durmuyor ama bize olduğunu söylüyorlar, güzelliği ise göreceli. Hal böyle olunca Nike'ın diğer ülkeler için yaptığı yeni kreasyonlara da bakmak lazım geliyor. Ancak ondan sonra net bir karar vereceğiz millet olarak.Tartışmaların bollaştığı zamanlarda fırsatı iyi değerlendiren formamigeriver.com'cuların isteği de bir anlamda gerçekleşmiş, ortadan bantlı forma yapmışlar bize ancak ay-yıldızı yok, yerine numara var. Nike'ın Total99'uyla başlayan ve hala da devam eden formanın ön yüzüne numara koyma geleneği var, sebebini anlayamadım, hakem kart verirken arkayı dönmenin terbiyesizlik olacağını mı düşünüyorlar nedir bilmem.
...
Kişisel görüşlerim; turkuaz forma fikrini ilk duyduğumda hoşuma gitmişti, şimdi de çok farklı düşünmüyorum, ticari açıdan da, kültürel açıdan da, sportif açıdan da mantıklı geliyor bana. Kırmızı forma ise olmamış. Ya adam gibi nostalji yapsaydık, ya da modern bir çizgi oturtsaydık. Arada kalmış kuşak çocukları gibi boynu bükük olmuş forma. Kaleci kazakları ise bir hoş. Volkan'ın üzerindeki siyah kazak tüm podyumun pasını kirini toplamış.
..
Giyindik kuşandık, boşa gitmesin diyerek postu noktalıyoruz.

Pazar, Mart 23

Arnavut inadı

Politikacıların Arnavut futboluna yoğun müdahelelerinden ötürü FIFA Arnavutluk Federasyonu'nun yetkilerini almış ellerinden. Ülkenin futbolun her alanındaki uluslararası ilişkileri durdurulmuş vaziyette, aksi bir durum ancak futboldan ellerin çekilmesiyle mümkün olacakmış. Enteresan bir durum değil aslında ama insan yine de şaşırıyor, ne yani bir tek Arnavutluk'ta mı bu böyle, geri kalan her yer süt liman mı? Fazla uzağa değil kendi ülkeme bakınca anlıyorum ben neyin ne olduğunu, kimin eli kimin cebinde belli değil, hakemler, idareciler, siyasetçiler, gazeteciler, ötekiler, berikiler.. Futbolcunun dışındakiler almışlar ellerine sazı çalıp duruyorlar bir aşağı bir yukarı. Bir de tribün şarkısı var son zamanlarda yine sıkça söylenen; "Güzel günler göreceğiz, güneşli günler"...Her neyse efendim, bize ne şimdi bundan, Arnavutluk futboluna yazık olmuş, keşke daha akl-ı selim hareket edebilseler ve işi bu noktalara kadar sürüklenmeden çözüme kavuştursalardı. Umarız en kısa zamanda inatlarının yerini sükunet alır ve hayat normale döner. Bizimle oynamadıkları sürece Arnavutluk futbolu sempatiktir hem, 4 gollü yenilgileri de hala unutamadığımızı belirtip satırlara son veriyor ve Kosova'dan uluslararası bir spor haber bekliyoruz.

Cuma, Mart 21

Capello'nun İngiltere'si

Disiplin, katı kurallar, sertlikler, tavizsiz yaklaşımlar, gürültüler daha önce defalarca yansıdı basına. Şimdi bir de kadro var elimizde Capello'nun özel seçimiyle. Beckham en çok dikkat çeken isim, kadroya çağrıldığı için medya malzemelerinden birisi tükendi, ikinci faz 11'e girip giremeyeceği, onu da zaman gösterecek.England;
James (Portsmouth), Carson (Aston Villa), Kirkland (Wigan)
***
Bridge, A Cole, Terry (Chelsea), Johnson (Portsmouth), Brown, Ferdinand (Man Utd), Lescott (Everton), Wheater (Middlesbrough), Woodgate (Tottenham), Upson (West Ham)
***
Barry, Young (Aston Villa), Bentley (Blackburn), J Cole, Lampard, Wright-Phillips (Chelsea), Beckham (Los Angeles Galaxy), Gerrard (Liverpool), Hargreaves (Man Utd), Downing (Middlesbrough), Jenas (Tottenham)
***
Walcott (Arsenal), Agbonlahor (Aston Villa), Crouch (Liverpool), Rooney (Man Utd), Owen (Newcastle), Defoe (Portsmouth)Kadroda 6 tane Chelsea oyuncusu var, Aston Villa'nın 4 oyuncusu da dikkat çekici, kale hala sorun, öyle de gider bu.

Editörün seçimi deyip biraz hava katayım ortama: James; Johnson, Terry, Ferdinand, Cole; Lampard; J Cole, Gerrard, Hargreaves; Rooney, Owen (4-1-3-2)

Milli menfaatler için Garanti

Garanti Bankası TFF'nin 6. sponsoru olarak imza atmak üzere. Hedef 2008 ve mümkünse 2010'da milli takımın ardından ilerlemek. Basketboldan istedikleri verimi alamıyorlar epeydir, kurumun ötesine geçti imaj, Memo ve Hido'nun kaprisleri, Hakyemez'in yedikleri derken, Turgay Demirel'in garip tutumları ile basketbol milli takım bazında diplere sürüklenirken 2. futbolu geliştirme kampanyası çerçevesinde Garanti işin içine girdi. 2002'den sonra yaşadığımız Fetret Devri'in aşabilmek ümüdiyle.Garanti'nin imza töreni pazartesi günü Adnan Polat'ın yerinde yapılacakmış, ardından da Nike yeni(!) formalarımızı tanıtacakmış. formamıgeriver'ciler oteli bassa diyorum, sivil itaatsizliğin kralını yapsalar, turkuazlar dağılsa falan. Masal bu ya..

Perşembe, Mart 20

4-4'lük görüntü

Chelsea eşleşmesi sonrası iki görüşte herkes birleşmişti. Birincisi Chelsea çok gol atamıyor; 4 gol. İkincisi Chelsea çok iyi savunma yapıyor; 4 gol. Tottenham evirdi çevirdi bizi rezil etti tek maçla da olsa. Geriye bu yardımseverlik örneği kare kaldı!

Pazartesi, Mart 10

Success Story; Getafe CF

Standartların ötesinde bir hikayesi var bu kulübün. 1940'larda kurulmuş, oynamış, ikinci lige açılmış, talihsizlikler yaşamış, kapanmış vs derken 1983 yılında halihazırda izlediğimiz Getafe CF olarak doğmuş. O tarihten itibaren de bir yükseliş trendi yakalamış kulüp. Emin adımlarla ilerliyor. Bölgesel lig, Segunda Division B, A derken 2004-05 yılında Primera Division'a kadar yükseldi kulüp. İlk sezonda amaç standarttır, ligde kalmak. Onlarda bunu yaptılar ve bu lige ısınma turunu başarıyla atlattılar. Ertesi sezon biraz daha sağlam adımlarla ilerlediler, ligi 9. sırada bitirdiler ve İspanya Milli Takımı'na ilk oyuncularını yolladılar. (Pernia)Ligdeki 3. sezonlarında çıta biraz daha yükseldi haliyle. Ligde benzer bir performansla 9 sırayı almalarına rağmen kupada final oynayıp Avrupa'ya UEFA Kupası kapısından açılma fırsatı buldular. Bu başarı da onlar için bir ilk, hatırlatmakta fayda var. Ve bu sezon. Getafe ligde orta sıralarda kendisine yer bulmuş vaziyette, UEFA Kupası'nda ise çeyrek final şansları oldukça yüksek. Kadro yapısı itibariyle iki-üç kulvarda zorlanmaları normal ancak pes etmeye niyetleri yok. Bakalım zaman neler getirecek, Acizane Coliseum Alfonso Pérez stadından hangi güzel haberler gelecek. Takım için yapılan bir reklamdan yola çıkarak bu posta giriştim, aşağıda izlemek mümkün.
2002
Getafe's Football Club
Enters Into Second Division
2004
It Enters Into first division
...
Keep on cheering, it makes miracles.

Koreografik olarak Fakel Voronezh

Rusya'dan enteresan serbest vuruş organizasyonu. 2004'te Voronezh tarafından Don Novomoskovsk ağlarına yollanmış.

Cuma, Mart 7

Boluspor'dan farklı bir yakarış portresi

Bir önceki postta maneviyat-futbol ilişkisine temas etmiştik ancak perspektifimiz taraftarın açısıyla şekillenmişti. Saha içindekiler, teknik kadro ve yöneticiler de fazlasıyla bu olayların içindeler. Onların durumu tabii ki çok daha farklı, çünkü mücadeleyi bizzat yaşıyorlar.
Boluspor'un enteresan bir dua ritüeline rastladım bugün, belki birçok takım için rutindir de ilk kez rastladığımdan olsa gerek garipsedim. Dua eden zat en ince detayı dahi atlamıyor ve duaya dahil ediyor, ne olur ne olmaz. Kanattan yapılacak ortanın kavisinden, kalecinin görüş açısına kadar. Abartının fazlalalığına dayanamayıp gülen topçuların hali ise ayrı bir komedya, Necip Çarıkçı'nın gazabından olsa gerek feci zorlamışlar kendilerini.

Sinkafların gölgesinde Amin!

Memlekette çoktur hayatın müdahele edilemez periyotlarında din-iman hırkasını üzerine geçiren insan modeli. Çaresizlik, eylemsizlik musallat oldu mu bünyeye bir kere, gerisi çorap söküğü gibi gelir. Medet yukarılarda, belki de inanılmayanda bile olabilir, her ihtimal değerlendirilir nitekim ve derinden bir Amin yükselir arşa. Samimiyetin dibe vurduğu bu anlarda insan kendisini tanımakta zorlanmıyorsa şayet, karakter olarak da bir samimiyetsizlik bünyeye musallat olmuştur, gerisi kavun acısı.Yukarıda kısmen değindiğimiz mevzu futbolun fena halde içinde malesef. Şiddet/küfür/adaletsizlik/maneviyat... Bu kavramları aynı anda yaşayabildiğini iddia eden insanlardan bolca var içimizde. Kimi zaman biz bile dahil oluyoruz belki. En yakından bir örnek verelim. Volkan Demirel...
Sevilla maçına 2 berbat golle başladı, Lincoln'ü melek mertebesine yükseltebilecek ağırlıkta hakaretlere maruz kaldığına kimsenin kuşkusu yok. 120 dakikanın ardından müdahelesizlik anı geldi çattı. Karakteristik bir değişim yaşadık milletçe, kendi çapımızda Volkan'ın yanında yer aldık, lehine yapılan dualar, aminler, adaklar vs... Az önceki dangalak kaleci gitmiş, yerine ilahi bir güçle korunan milli kahraman gelmiş. Peh.Hepimiz insanız ve tek başımıza bu dünyada varolabilmek için fazla aciziz. Kabul. İlahi bir güçten yardım istemek elbette ki psikolojik anlamda bir güç verir, ki bunun reel manada da kişiye pozitif etkisinin olacağına inanırım. Ancak samimiyet ilkesini yerle bir edip de bulunduğu kaba göre şekil alan insanların düştükleri durumun da acziyeti ortada. Hırs yüzünden hasmı aleyhine/takımı lehine dua/beddua etmek hiç bir inanç sisteminde kabul görmez ki a dostlar. Daha neyin yaygarasıdır bu kopan.

Barça'da next generation

Riijkard'ın koltuğu sallandı, sallandı ama bir türlü yıkılamadı, eskisinden biraz daha sağlamlaştı demek bile mümkün hatta. Takım raya girdi, Real Capello'nun gazabına uğradı, puan farkı kapandı, çeyrek final geldi. Gelecek sezonun kadrosu da şekillendirilmeye başlandı yavaş yavaş. Sevilla'nın CL'den safdışı bırakılmasıyla yeniden eski nazlı günlerini anımsayacak olan Christian Poulsen bu kez sözü kesmiş ve gelecek sezondan itibaren 3 yıllığına bordo-mavili formaya kavuşmuş. Kaynak Katalan merkezli bir TV kanalı olan TV3.Birileri gelirken birileri de gidecek doğal olarak, Jose Edmilson - Rafael Marquez ikilisinden birisi aday listesinin zirvesinde ama hangisi? Olası bir yeni transferde her ikisi de. Sonucu varış hakemleri belirlesin.

Perşembe, Mart 6

News get old..

Futbolun iletişimdeki gücü malum ama iletişimini de futbol üzerinde bir gücü, değeri, anlamı var. Bir haber sitesinin son dakika kavramına getirdiği yorum aşağıda.

Zidane - Materazzi kapışması da uzun yıllar hafızalardan silinmeyecek anlaşılan.

CL'de son 8-9'

Real Madrid 2-4 Roma
İtalyanların asi delikanlıları Madrid'i ters zamanda yakaladılar, affetmediler de. Capello'nun kurduğu takımla hava yapan Schuster için de iyi bir ders oldu bu, takımdaki 2-3 eksik böyle dağıtır işte adamı. Raul'un ofsayt golü bile kurtaramaz.
Porto 1-1 Schalke (pen 1-4)
Her iki maçta 1-0 bitti, Porto herkesi geçti ama Neuer'i geçemedi bir türlü, Almanların maç kurtaran kaleci faktörü yine devrede. Porto'ya yazık oldu demek mümkün, Sonunda Mourinho'suz da olur diyebilecekleri bir sezon geçiriyorlar zira.
Chelsea 3-0 Olympiacos
Chelsea ilk maç kasmadan 0-0, ikinci maçta da zorlanmadan 3-0'ı yakaladı ve çeyrek finale yükseldi. Tur atlayan takımlarda coşku göze çarparken Chelsea takımı Reading'i yenmiş gibi bir hal içindeydi.
Internazionale-Liverpool
İlk maçı son dakikalarda yola getiren Liverpool tura yakın, Milano temsilcileri aynı sahayı paylaşıyoruz, şöyleyiz böyleyiz deyip takvimi dağıttılar ama dağılmaktan kurtulmaları zor şu durumda.

CL'de son 8-9

Sevilla 5-5 Fenerbahçe (pen 2-3)
Bir önceki sezon Kupa2'den aynı yerde aynı skorlarla AZ'ye elenen Fenerbahçe bu kez penaltılarla turu geçti, kendi tarihini yazmaya devam ediyor. Geçen sezon Sevilla UEFA Kupası'nı kazanmmıştı ve evinde en son AZ'ye yenilmişti. Enteresan ilişkiler velhasıl.
Milan 0-2 Arsenal
Wenger'in şeytanı bacağını kırması için bir şans daha. Milano'dan 2-0'lık zaferle ayrıldılar, Fabregas iyiden iyiye kendisini kabullendirdi rakiplerine. 90+2'de turu garantilemek yerine golü kovalayan bir takımdan ciddi manada korkulur. Milan'da bir devir herhalde sona erdi artık.
Barcelona 2-4 Celtic
Celtic renkliydi, eğlenceliydi ama sonunu getiremedi. Barça tecrübesi ve yıldızlarıyla çeyrek finale çıktı, CL'de bundan sonrası için bu özellikler yetmeyecek tabi. Tek gollü maçların adamı Xavi sahneye çıktı yine. Messi 2 yılda 6. ciddi sakatşığını geçirdi.
Manchester United 2-1 Lyon
İlk maç 1-1 olunca ikinci maçın adı finaldi doğal olarak. Ronaldo bu sezon iyiden iyiye alıştığımız kimliğiyle takımını üste taşıdı. Lyon bildiğimiz gibi, iyiler, hoşlar, Fransa'da tekler, Avrupa'da da çeyrek finalin ötesinde bir türlü yoklar. Dağılmaları an meselesi.