Memlekette çoktur hayatın müdahele edilemez periyotlarında din-iman hırkasını üzerine geçiren insan modeli. Çaresizlik, eylemsizlik musallat oldu mu bünyeye bir kere, gerisi çorap söküğü gibi gelir. Medet yukarılarda, belki de inanılmayanda bile olabilir, her ihtimal değerlendirilir nitekim ve derinden bir Amin yükselir arşa. Samimiyetin dibe vurduğu bu anlarda insan kendisini tanımakta zorlanmıyorsa şayet, karakter olarak da bir samimiyetsizlik bünyeye musallat olmuştur, gerisi kavun acısı.Yukarıda kısmen değindiğimiz mevzu futbolun fena halde içinde malesef. Şiddet/küfür/adaletsizlik/maneviyat... Bu kavramları aynı anda yaşayabildiğini iddia eden insanlardan bolca var içimizde. Kimi zaman biz bile dahil oluyoruz belki. En yakından bir örnek verelim. Volkan Demirel...
Sevilla maçına 2 berbat golle başladı, Lincoln'ü melek mertebesine yükseltebilecek ağırlıkta hakaretlere maruz kaldığına kimsenin kuşkusu yok. 120 dakikanın ardından müdahelesizlik anı geldi çattı. Karakteristik bir değişim yaşadık milletçe, kendi çapımızda Volkan'ın yanında yer aldık, lehine yapılan dualar, aminler, adaklar vs... Az önceki dangalak kaleci gitmiş, yerine ilahi bir güçle korunan milli kahraman gelmiş. Peh.Hepimiz insanız ve tek başımıza bu dünyada varolabilmek için fazla aciziz. Kabul. İlahi bir güçten yardım istemek elbette ki psikolojik anlamda bir güç verir, ki bunun reel manada da kişiye pozitif etkisinin olacağına inanırım. Ancak samimiyet ilkesini yerle bir edip de bulunduğu kaba göre şekil alan insanların düştükleri durumun da acziyeti ortada. Hırs yüzünden hasmı aleyhine/takımı lehine dua/beddua etmek hiç bir inanç sisteminde kabul görmez ki a dostlar. Daha neyin yaygarasıdır bu kopan.
1 yorum:
acaba fenerbahçe elenseydi volkan'ın hali ne olurdu diye düşünürüm.ama cevabını bulamam. :)
Yorum Gönder