Perşembe, Kasım 29

Postmodern idol: Becks

LA Galaxy'e imza attığında herkes oyuncunun maaşının yüksekliğinden bahsede bahsede bir hal olmuştu. Kimse kimseye karşılıksız para vermiyorki, ah bunu bir hatırlasak. LA takımı Sydney'e gitti. Bünyesinde yıldız barındıran her takımın yaptığı gibi. Avustralya da AFC'ye dahil olduğu için artık orası da Uzakdoğu turnelerinin göbeğinde bulunuyor. Neyse efendim konumuza dönersek bu seyahatte en çok yorulan oyuncu hiç şüphesiz Beckham oldu.Her an hayranlarıyla karşı karşıya, takımla beraber rutin antrenman ve maçlara katılmak zorunda, boş kaldığı her vakitte imza dağıtmak ve gülmek mecburiyetinde, sponsorlarının PR aktivitelerine sektirmeden katılmak zorunda, akşamları onuruna verilen medyalı, içmeli davetlere katılmak zorunda, Victoria ile basına poz verip geriye dönmek zorunda... Liste uzar.
Becks için Sydney günleri bu şekilde geçiyor. Eksiği var, fazlası yok. Yazık değil mi Carlos'a diyesim geliyor ama neyse, Zlatan geliyor aklıma.*Futboldan sonra Enrique gibi koşmaya niyeti yok ancak spordan da kopamayacağa benziyor. NFL'de metroseksüellikten de kurtulup yeni bir dalga yayma niyetine girer mi acaba diye de merak ediyorum.

Hiç yorum yok: