Çarşamba, Kasım 28

İçimizdeki yabancılar

Yıllardır bizimle beraberler. Kültürümüzü, örfümüzü, adetimizi öğrendiler, kimi iyice benimsedi buraları çoluk çocuğa karışsa da bir yere gitmiyor, kimi çakma vatandaş statüsünde takılıyor, kimi de profesyonel profesyonel geziniyor ortalarda. Milliyetçilik bizde ata sporudur ya, her fırsatta adamlara türkçe öğretmeye çalışırız, 2-3 yıl geçtikten sonra hala gelişme yoksa arkadaşta başlarız homurdanmaya. Yakın örnekler; Milne ve Lucescu. Bir Rumen'in Türkiye'deki 3. yılında Fransızca konuşması koydu bize tabi. Başlarım senin entelektüelliğine. Keza Gordon Milne de aynı şekilde, sen ülkeye yıllarını ver, ülkeden bir kelime dahi alma. Olmaz, ters.
Bir de bu türün tersi yöndekiler var. Sular seller gibi konuşma meraklıları. Akla tabi önce Kompela geliyor ama onun gibi daha nicelerini gördü bünyelerimizi. "Bana pejevenk dedi" Hey gidi..Bu postun yazılma amacı budur, Hagi'dir efendim. Ülkemize teşrif eden en büyük topçulardan birisiydi, ortamın durumuna göre Türkçe takılırdı. Ciddiyet anında ana dilinden vazgeçmezdi. TD olduktan sonra da neredeyse hiç duymadık Türkçe demecini. Takım elbise adamı böyle ciddileştirir işte.

Hiç yorum yok: