Cuma, Haziran 27

Aragones feat. Senna&Raul

Fenerbahçe Aragones ile anlaştı.
Sevinen birileri var mıdır bilmiyorum, olumsuz eleştirinin bini bir para zira. Adam bizim ülkemizi tatmin edemedi hiç bir şekilde. Ancak olan oldu diyorlar, gelmeden her şey değişir tabi ama yine de köy göründü.

Efendim, bu adam hakkında bildiklerimize bir göz atalım öncelikle. 4 yıldır İspanya'da. Kariyeri boyunca İspanya'da. 70 yaşında. Herkesle kavgalı, ırkçı, bunamış... Detaya inersek: 2004 senesinin sonlarına doğru Reyes'i motive etme amaçlı Henry için söylediği ırkçı sözler var. "Zenci b.k" gibilerinden. Reyes'in yorumu: "Onun ne zaman şaka yapıp ne zaman yapmadığını biliyorum. Hem bağırıyor hem de yumuşak bir tonda konuşuyordu. Yani size şaka yaptığını söyleyebilirim" şeklinde. Bu kimseyi temize çıkarmaz tabi ama yine de akla bir kurt düşürür. Konunun temelinde de Madrid medyasının gazlamaları var, eklemek lazım.Kezman gelmeden önce, çetnik işaretli fotoğrafları gelmişti Türkiye'ye. Aynı durumdaki Sasa İlic'i pek gören olmadı. Görenler de fazla ses çıkarmadı. Burada bir önyargı var o zaman, ya da bir art niyet, neyse. Aragones'in adı Fenerbahçe ile geçmeye başlayınca da yukarıda yazılı ırkçı olay gündeme geldi hemen. Adam ırkçı! Kazım'a, Alex'e, Deivid'e neler yapacak kim bilir, kan kusturacak, öldürecek, yok edecek vs. vs. Bunu yazanlar aynı sütunda Senna'nın oyununu da övmekten geri kalmadılar ki, burası da dangalaklığın zirvesine tekabül ediyor.

Marcos Senna 2006'dan beri milli takım forması giyiyor. Aragones de bu takımda 2004'ten beri var olduğuna göre, Marcos'a İspanya Milli Takımı'nın kapılarını açan adam Aragones oluyor. Evet, ırkçı Aragones. Güle oynaya gidiyorlar ikisi de, 70'lik TD'nin de, Senna'nın da keyfi yerinde. Aragones pekala orta üçlüyü Fabregas, Xavi, Iniesta'dan kurabilir ve Senna'ya nanik yapabilir, azıcık bir niyet bozuklupuna bakar, kimsenin ruhu duymaz. Yapmamış, neyse.
Ha belki bu noktada Senna'nın karakterine de laf edip, bu adamın takımında oynamamalıydı demek mümkün, hatta çok basit!Aragones'i eleştirmek doğrudur, yaşlıdır adam, huysuzdur, aksidir, gelişime kapalıdır. Olaya şu açıdan da bakalım ama, bu ülkede bir Feldkamp gerçeği olmasaydı Aragones'in yaşı bu kadar sorun edilir miydi? Sanmıyorum. Bu iki hoca arasında şöyle de büyük bir fark var; birisi yatağından kalkıp geldi, diğeri Euro2008'de final oynayıp gelecek. Önemli.

Aragones'in huysuzluğuna da bir çentik atmak lazım. Yaşının gereklerini yerine getiriyor kabul, ancak huysuzluk kavramının ortaya çıkışında da tek bir Madridlinin parmağı yetti: Raul. Hastası olduğumuz adam, saygı duyduğumuz adam. Galatasaray'ın Hakan Şükür'ü gibi. Efsane, kral, kaptan. İkisi de takımlarında sorunlar yaşadılar, yedek kaldılar, hocayla kapıştılar, geri döndüler vs. Yani içeride çok güçlüler, bu gücü de kullanıyorlar sonuna kadar. Galatasaray, temizlik yapayım diyerek başladığı sezonda Necati, Orhan ve Cihan'dan başkasını yollayamadı, Hakan kaptan olarak kupayı kaldırdı herkese nanik yaparak. Sancılar hala var, Hakan Şükür kadrodan koparıldı vs. Demek ki var bir şeyler. İspanya Milli Takımı için de Raul'un aynı pozisyonda olduğunu oyuncular söylüyor. 2006'da kulübede oturduğu her maçta sorun çıkaran bir adam.Bu uzar gider daha; Aragones yaşlıdır, kötüdür, ırkçıdır söylemleri yine ön plana çıkar. Detaya inmeden konuşur herkes. Kiminde kuyruk acısı, kiminde başka bir şey. Bir kişi de adamın teknik direktörlük meziyetlerini yazmaz mı bunca zamandır, tamam şunları alıp götürür bu takımdan da şunu getirir demez mi, o kadar mı "yok" bir adam? Sanmıyorum. Bekleyip görelim gelişmeleri...

Hiç yorum yok: