Cuma, Ağustos 22

Previously on Lost!

Lost Florya'ya da hareket katmış. galatasaray.org'un açılış sayfasını görünce Lost Adası'nı Galatasaray Adası'na taşındı sandım, güzel olmuş. Bilinç altındaki Lost addicted virüsü de baya iyi çalışıyormuş bu arada. Resmin genelini benzetince özelde de benzerlik kurmak iyi gelir diyerek önce resmi sonra da benzerlikleri ekleyelim.Ümit Karan'ın sırtı dönük, hafiften yere bakıyor, içinde bir sıkıntı var, sanırım Faraday oluyor kendisi, düşünüyor. Nonda için adres belli: Mister Eko. Volkan'ı bir yere koyamadım koca skalada ama etliye sütlüye fazla karışmayan, kendi çapında bıçkın delikanlı tripleriyle ve dış dünyayı biraz geç algılamaya başlamasıyla Güney Koreli kardeşimiz Jin'e dokundurdum.
Emre Aşık fazlaca boş bakmış, dünyayı sallamayan bir havada, Sawyer ile Charlie arasında bir yerde. Siz karar verin. Servet is a torturer. Sayid'den başkası olamaz. Mehmet Topal adaya yanlışlıkla gelmiş bir trip içinde, Desmond'dan başkası olamaz, bakışları "brada" diye bağırıyor. Ve Lincoln, her an her şeyi yapabilecek kadar tehlikeli bakıyor, sizi yol ortasında bırakabilir, beklemediğiniz anda bambaşka bir şekilde karşınıza çıkabilir, sorunlu bir geçmişe sahiptir ve son kertede seveni az olur; John Locke.Bu kareden tam olarak neyi anlamamız gerektiği konusunda şüphelerim var. Bu sezon Galatasaray ortalarda olmayacak ve biz onların yasını tutacağız, ya da ortalığı kasıp kavuracaklar, yeniden global celebrity olacaklar. Göreceğiz. Şimdilik eğlence amaçlı ilgileniyoruz.
***ps: "Sarı-kırmızı dünya seni çağırıyor" sloganındaki davetkar ada triplerini de es geçmiyoruz.

3 yorum:

çağlar mercan dedi ki...

Çok farklı bir bakış açısı..
sen hem ligi hem de lostu özlemişssin bence...
değişik ama çok başarılı...

Adsız dedi ki...

kendi fikrim: fikir ucuz mu ucuz! dediğin gibi ne çıkarmam gerekiyor çakma lost konseptli bu hilkat garibesi tasarımından(?). ucuz fikir, rezalet uygulama. rezalet dekupaj, kötü cg ışık uygulaması, boktan oranlama. servet'le lincoln aynı boyda mı? her bir sporcunun oraya ayrı ayrı koyulduğunu anlamak için göze bile gerek yok. [ çağırıyor ] kısmında ki 'Ğ'nin yumuşatma tildesi tasarımcısına çığlıklar atıyor. koskoca galatasaray spor kulübünün çalıştığı ajansta helvetica neue bold türkçe yok mu yani?? ya da bir ajansla çalışılıyor mu? hadi hepsini geçtim son kertede, yayına koyulmadan önce 'kardeşim böyle iş mi olur?' diyen bir tek yetkili çıkmıyor mu? koskoca süper kupalı kurumun önemli gelirlerinden olan forma satışlarının promosyonunu neden böyle mecidiyeköy grafik kafaları tasarlıyor? yine başkalarının yerine utandım, sıkıldım, mutlu olamadım.

Adsız dedi ki...

Çok güzel bir yazı.Özellikle M.Topal analizi:)