Cuma, Ağustos 1

Four Four Two sistem değiştiriyor...

Ankara'da eski garajlardayız. Daha 8-9 yaşlarındayım. Rahmetli dedemi memlekete uğurluyoruz babamla. Dedemi otobüse bindirdik, sonra da otobüsün diğer tarafına, onun oturduğu tarafa geçtik. Babam otobüsün plakasını cebinden çıkardığı kağıda yazmakla ve otobüsün lastikleri sağlam mı diye ayağıyla kontrol etmekle meşgul. Bense zıplayarak dedemin oturduğu yerdeki cama vurmaya calışıyorum ama yetişmek ne mümkün. Sonra babam geldi kucağına aldı beni, dedemle aramızda sadece bir cam var, vuruyorum cama adam oralı değil. Kafasını döndürüp bakmıyor bile. Gözü hep karşıda. Otobüs hareket etti, el sallamaya devam ediyorum ama hiç bakmıyordu bize. Sonra babama sordum "dedem bana niye bakmıyor" diye. Bana gülümseyerek, "O vedalardan hoşlanmaz" dedi.Bugun 4-4-2'deki editor yazisini okuyunca yine aklima geldi o gun. Hem zaten kim hoslanir ki vedalardan.

4-4-2'nin ilk ciktigi zamanlarda sanirim 6 sayi olmustu, evde bir temizlik sonrasi sakladigim dergilerin bazi sayilarinin ortadan yok oldugunu gormustum. Evde o gune kadar kopan firtinalarin en buyuklerinden biri kopmustu. Sonra "bir kulum iste Coskun" imdada yetisip bana eksik olan sayilari gondermisti. "Alti ustu bir dergi icin evde cingar cikartiyorsun" demeyin, onlari su anda 2,5 yasinda olan oglum icin biriktirmeye karar vermiþtim. Bundan 10 yil sonra bir parca futboldan anlar duruma geldiginde, ona verebilecegim cok degerli bir hediye olarak goruyordum cunku.

Bugun 4-4-2 kargodan geldi, hemen acip bir goz atayim dedim. O da ne, ekip dagiliyormus. Gercekten ulkedeki futbol dergiciliði adina baska bir yerde yeni bir kazanc midir, yoksa buyuk bir kayip midir bilemiyorum ama bence simdiye kadar ortaya koyduklari calismalarla bir tesekkuru fazlasiyla hakediyorlar. O ekipten bazi arkadaslar da bu grubun uyeleri. O yuzden buradan onlara tesekkur etmek istiyorum. Bence futbol dergiciliginde, citayi yukselten bir is cikardilar ortaya. Banu Yelkovan, Ozan Şişli, Yakir Mizrahi, Onur Erdem, Hakan Kılıç. Umarim citayi daha yukarilara tasiyacak islerde gormeye devam ederiz sizleri.

Yazı: Bülent Gürsoy.

Hiç yorum yok: