Perşembe, Temmuz 10

Madrid portakalı

Kubrick'in nev'i şahsına münhasır filmlerindendir Otomatik Portakal. Şiddet, hırs, sanat ironi iç içedir bu filmde. Futbola fena halde benzer, tüm duygular 90 dakikaya sığdırılıyor ne de olsa futbolda, film uzatmaları ve devre arasını da hesaba katmış, biraz daha uzun sadece.İtalyanlar futbolun şiddetli yanına daha bir yakınlar, Akdenizliler diye de genellemek mümkün. Hollanda biraz daha sanata dem vuruyor, Güney Amerikalılarla birlikte. Euro 2008'deki Hollanda ise tam bir rönesans hareketiydi. Beklenmedik yerden vurdular, beklenmedik şekilde vuruldular, kendilerini oynadılar, ütopya olduklarını anladılar, reel dünyaya yenildiler. Yenilirken Marx'a da rahmet okudular.
...
Hollanda dışındaki Hollandalı takımlar deyince Barça ve Milan'ı ayrı yere koymak lazım. En şaşaalı dönemlerini yaşadı bu iki takım portakal destekli kadrolarıyla. Sonrasında iyi yönetemediler süreci veya abarttılar ve bıraktılar kendilerini kendi ülkelerine. Son iki üç yıldır da Real Madrid bu sistemi yaşatmaya çalışıyor İspanya'nın başkentinde. Drenthe, Robben, Sneijder, Van Nistelrooy...Bir beşincisi de yolda. Rafael Van der Vaart. Real'in geçen sezonki performansında mevcut 4'lünün katkısı yadsınamaz, 5. oyuncu da kadroya dahil olduğunda, orta sahadan 3'lü bir Dutch hücumu akıllara zarar verir. Bekleyip göreceğiz artık. Kubrick'in filminden bir şeyler izleyeceğimiz kesin ama tam olarak hangi sahne bilemiyorum. Beethoven'ı mı dinleyeceğiz, yoksa Beethoven büstü ile kovalanan adamı mı izleyeceğiz, şiddete saygı mı duyacağız, yoksa şiddeti uzaklaştırmak için şiddetle mi karşılık vereceğiz!

2 yorum:

Adsız dedi ki...

bahsi geçen madrid, real değil de atletico sanırım...

le saux dedi ki...

Atletico'nun 10 milyonluk bir teklifi var deniyor ancak Marca'da geçen Real Madrid.