Cuma, Eylül 4

Galatasaray Türkiye'dir!

Galatasaray'ın hakemlerden yana tavrının net ve keskin çizgilerle gün yüzüne çıktığı, TFF ve MHK ile iplerin koptuğu dönemde, geçtiğimiz sezonun ortalarına denk geliyor bu söylemin ilk olarak hayataımıza girdiği zaman dilimi. Adnan Polat tarafından daha maçın ilk yarısı bitmeden 2 sarı kartla oyundan atılan Lincoln'ün bu malum vukuatı sonrası söylenmişti. Kulübün resmi sitesinden yayınlanan açıklamanın genelinde salvolar ve üstü kapalı tehditler vardı. 'Dün gece Ali Sami Yen Stadı'nda futbolun dışında çirkin bir oyunun bir perdesi daha sergilenmiştir...' ile başlayan hikayenin devamını buradan okuyabilirsiniz.. Velhasıl o zamanlar sinirle söylenen ve asıl amacının tehdit olduğu aşikar olan bu slogan çok konuşuldu, üzeri kapandı, bitti, gitti.
Şimdi yeni bir sezon, Galatasaray dahil olduğu her kulvarda favori ya da başaltı takım. İşler Birinci Fatih Hoca'dan beri hiç olmadığı kadar yolunda. Tam da bu ortamda Galatasaray Dergisi'nde bir başyazı yayınlanıyor Adnan Polat'ın kaleminden. Başlık Galatasaraylılık. Yazı genel ifadelerle Galatasaray'ı ve Galatasaraylılığı onore ediyor, son bölümde ise ''Galatasaraylılık, tüm ögeleriyle bir bütündür. Bu nedenle bölünemez, parçalanamaz. Bu yolda uğraş verenler, tarih boyunca olduğu gibi, hiçbir zaman başarılı olamazlar. Galatasaray, Türkiye'dir.'' ibareleri ile yazı sona eriyor.

Şimdi iki farklı olay ve kullanılan aynı slogan. Pazarlamacı, taraftar, futbolsever, iletişimci vsi farklı gözlerle bakmaya çalışıyorum ancak bu cümleyi kabadayı bir yaklaşımın ötesine koyamıyorum. Yıldırım Demirören söylese bu kadar üzerinde durmazdım, bir şekilde alıştırdı ama Adnan Polat'tan böyle bir yaklaşımı ikinci kez görmek düşündürüyor insanı. Ne gerek var...

Hiç yorum yok: