Salı, Şubat 2

Bağcıklarla bağlan hayata!

Futbolun endüstriyel tarafını reel manada temsil etmesi gereken markalar -spor ekipmanı üreten markalardan bahsediyorum- belli aralıklarla sosyal sorumluluk kampanyaları çıkarlar. Ürün tanıtımı, genel imaj ve sosyal sorumluluk üçlemesinin en babasıdır aslında sosyal sorumluluk ayağı. Afili reklamlar, kalabalık kadrolar, karizmatik mesajlar.. Zaten konu sosyal olduğunda reklamcının da aldığı brief bellidir; sky is the limit. Ne kadar özgün ve hoş bir mesajın varsa o kadar güzelsin.

Konuyu fazla dağıtmadan Nike'ye bağlanıyoruz. Malum son kampanyanın sloganı 'Lace up, save lives.' Bu kampanya dahilinde kırmızı bağcığınızı gidip Nike'den alıyorsunuz, onlar da sizin ödediğiniz ücretin tamamını AIDS'e karşı kullanılmak üzere bağışlıyorlar. Reklam filminde de bu konsept 'bir bağcık deyip geçme, onunla çok şey yapabilirsin' tadında izleyiciye aktarılıyor.

Benim buradaki amacım kampanyayı övmek, ayrıntılarını aktarmak değil aslında, bir sosyal sorumluluk projesinin sporla iç içe girdikten sonra tam anlamıyla nasıl global arenada yer bulduğuna dikkat çekmek. Kampanya Afrika'da AIDS'e karşı konumlanıyor, Afrika Kupası ile eş zamanlı yürüyor, Nike'nin kulüplerle yaptığı sponsorluk anlaşmalarında gele haklarla zenginleştiriliyor, her kıtada bireysel anlaşmaların olduğu oyuncular seçilip aynı filmde bir araya geliyorlar ve ortaya bu başarılı iletişim çalışması çıkıyor.

Evet, buraya kadar herşey çok güzel, peki bu kampanya bittiğinde, aradan 1 sene geçtiğinde bu kampanyayı hatırlatacak bir şey yapılıyor mu, yapılacak mı mesela? Şu kadar insan aşı oldu, şu kadar merkezde şunlar oldu ve tüketicilerimize teşekkür ederiz, şu yardımları yaptık denecek mi? Bu 'one shot' bir etkinlik olmaktan çıkıp gerçek bir sosyal sorumluluk hareketine dönüşecek mi, firma bunu istiyor mu?

Göreceğiz efendim. Kampanya sonuçlarını göreceğiz, reklam filmini de buradan görebilirsiniz.

ps: Arshavin bu topraklarda yaşasaydı, bebekliği ve çocukluğu o kucaktan bu kucağa geçerken berbat olurdu!
ps2: Becel'in ''kalbini sev, kırmızı giy'' mottolu kırmızı hareketin ne kadar yavan olduğunu bu yazıyı yazınca bir kez daha farkettim, vaatsiz, boş, düz bi kampanyaydı, geçti gitti çok şükür.

2 yorum:

bilog dedi ki...

Güzel kampanyaymış. Sen takipte ol bize sonuçları bildir :)

Burada alabiliyor muyuz onun hakkında bilgin var mı peki?

le saux dedi ki...

Seneye sonuçlarla karşınızda oluciim. (:

TR'de de kampanya aktifmiş, bağcıklara mağazalardan ulaşmak mümkün. Twitter ve Facebook'ta da bir takım aksiyonlar yapıyorlar.