2005 yılının yaz mevsiminde göreve geliyor Fatih Hoca. 2004'e gidememiş Şenol Güneş'in yerine Ersun Yanal gelmiş, bir yere gitmesi beklenmeden de Ersun Hoca gönderiliyor ve Fatih Terim Galatasaray'la geçirdiği başarısız dönemin ardından Milli Takım'da görev başında. Hedef kısa vadede grubu ikinci bitirip play-off'a kalabilmek, uzun vadede ise Türk futboluna altın çağını yaşatan ve miadını dolduran jenerasyondan bayrağı alıp geleceği kurtaracak genç bir takım kurmak. Neyse kısa vadeli hedefi tuturuyoruz, play-off'a kalmayı başarıyoruz ancak son düzlükte eşleştiğimiz İsviçre'ye Kadıköy'de şiddetli bir cehennem gösterisi sunarak dünya üçüncüsü olduktan sonraki ikinci büyük turnuvayı da evimizden izlemek zorunda kalıyoruz. Euro 2008'e geçelim hemen, elemelerde biraz zorlansak da Euro 2008'e katılma hakkını elde ediyoruz. Oynadığımız ilk 135 dakika ülkemizde Euro'96 havası estiriyor ancak sonrasında nasıl açıldığımız malum. Yarı finalde Almanlar'a mağlup olup dönüyoruz evimize. Kadro gençleşmiş, beklentiler yükselmiş, yeniden büyük takımız, başarılarımız tesadüf değil. Artık 2010'da şov için başlıyoruz çalışmalara. Ancak olmuyor, olduramıyoruz. Ebedi dostumuz Bosna Hersek hiç açımadan takıyor çelmeyi. (evet, suç onların) 2009'un ekimi, Fatih Terim bırakıyor görevi. TFF sitesinde aşağıdaki fotoğraf var, giden hocaya vefa mahiyetinde. Terim ve ekibi, Federasyon yetkilileri ile yemekte buluşup vedalaşıyorlar.
Ve gelelim milli tahlilin en can alıcı kısmına; bugün itibariyle 105 gün kadar olmuş hocasızız. 26 Ekim'de Fatih Hoca'ya resmi veda eden Federasyon'un sitesinde bugün yine bir resmi hikaye var. Başbakan'ı ziyaret etmiş TFF heyeti. Yine bu haberle birlikte bir haber daha var ki 2012 Avrupa Şampiyonası Grup Eleme kuralarının 15 Şubat'ta çekileceğinden bahsediyor.
Sonuç olarak 2012 Avrupa Şampiyonası Ukrayna ve Polonya'da gerçekleşecek. Türklerin orada olmaması? Bir yandan da iyi mi olur acaba!..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder