Salı, Ocak 26

İtalyan futbolu zevksiz değildir!

Milano derbisi bitti, yankıları bitmedi, nitekim bugün salı ve aylar sonra yazılan post bu maçla alakalı oluyor. Çağın en önemli self-marketing insanlarından biri olmaya adaydır bu Mourinho. Bu bir kez daha çıktı ortaya haftasonu. Bir de şunu gördük artık FB-GS-BJK rekabetinden daha fazlasını istiyor insalar. Inter-Milan, Real-Barca, ManU-L'pool maçlarında hep tarafız artık. Ciddi ciddi seviniyoruz. Cesar penaltıyı kurtarınca coşuyor, Messi golü yazınca uçuyoruz. Endüstriyelleşiyoruz mütemadiyen.

Inter-Milan maçına dönelim tekrar. Hakem Rocchi'yi daha ilk dakikalarda Beckham'a sarı kartı verdiğinde mimledim zihnimde. Ersin Düzen'in de hakemin tecrübesiyle ilgili verdiği bilgileri de alıp bir Ali Aydın çıkar mı diyerek izlemeye koyuldum maçı. Önce Ronaldinho'yu orta sahada, sonra da Sneijder'i şut mesafesinde topun önüne geçerek durdurunca şova daha bi sarıldık.
(ve olaylar gelişir)

Hakemin eleştirildiği noktalara bakalım;
Lucio (sarı kart, fitilleme anı)Kendini yere atan adam döner bir hakemle göz göze gelir, bir beklentisi vardır, bu arkadaş arkasını dönüp gitti. Bir şeyler ters gibi.
Wesley'nin hakem tarafından şut atmasının engellenmesi hemen kırmızıdan bir süre önceydi, hakeme ilk tepkiyi orada verdi. Sonra Lucio'nun sarısını alkışladı. Alkışın 5-6 saniye sürdüğü yönündeki yorumlar var da ben katılmıyorum, ağır çekimde izledik hep ve anca o sürüm zaten 5-6 saniye kadar sürdü. Ağzını okuyunca da bir tek ''bravo'' lafı duyuluyor. Başka laf varsa biz görmedik, hakem ağır yaptı.
Son dakikadaki penaltıya da gidelim; 1 metreden eli vücut perdesini kapatan adamın eline gelen top penaltı olur mu yahu? Hadi oldu, hadi verdin ikinci sarı ne demek. Hakem ayıp etti velhasıl, ne diye geçersin maçın önüne, İtalyan Ali Aydın'lığın lüzumu ne.

Bir noktaya daha değinmek istiyorum ki; yukarıdaki olayların tamamında kilit adam Rocchi ile beraber Lucio. Adam her pozisyonda var, oyun içi oyun dışı her tartışmanın aktörü. Ona da ayrı bir tebrik.

Son olarak beni bu postu yazmaya iten, pazarlamcı, laf cambazı, taraftar, amigo Mourinho'nun maç sonu demeçlerini alalım;
''Burası sizin liginiz. Ben bir yabancıyım. Günün birinde buradan gideceğim. Ve bu sorun sizinle yaşamaya devam edecek.''
''Milan'a karşı sadece 6 kişi kalsaydık kaybederdik. 7 kişi bile yeterdi''

Hiç yorum yok: