Cuma, Nisan 23

Zordur ötekilik İstanbul'un liginde..

30. haftadan sonra anlamını yitiren bir ligle daha karşınızdayız değerli futbolseverler. Diyeceksiniz ki 30. haftadan önce ne kadar anlamlıydı ki? Evet, siz de haklısınız. Daha yolun başında takım sayısını 17'ye düşüren bir sistem içinde savrulup durduk bu sezon. Diyarbakırspor'u düşürme/kaldırma karmaşalarının ardından tam 'tamam oldu gibi, en azından kalan haftalarda sorun yaşamayacağız' diyorduk ki, Bursaspor gerçeği geldi çarptı yüzümüze. Aslında bu çarpan Bursaspor'un özelinde, İstanbul-dışı olarak nitelenebilecek diğerlerinin genelinde bir tepkiydi. Ötekine duyulan sempatinin, ötekinin de kazanabildiği dünyaya olan özlemin dışa vurumuydu..

Evet, Bursaspor ligimizin lideri. Kadrosu dengeli, oyuncuları tecrübeli, taraftarı inanmış, yönetim uyumlu, hoca kaliteli falan falan. Bu güzellemelerin yanında bir de şu gerçek var ama; Bursaspor öteki takımlardan birisi. Bursaspor ötekinin futbol sahasındaki tanımı. Ötekinin tek başına bir anlam ifade etmeyeceği bir eksende Bursaspor'un yürüyüşünü izliyoruz. O uzaktan başkaldırıyorum dedikçe beri taraftakiler kimin desteğiyle nasıl bir sonuç alabileceği üzerine kafa yoruyorlar. Normalde düşünmenin bile yersiz olduğu konu üzerinde kafa yoruyorlar diyorum, onca insan.

Bursaspor'un şampiyon olabilmesi için Galatasarayîn yatması lazım... Bu önermeye bilmem kaçıncı kez iğrenerek bakıyorum. Acaba söyleyen hangi tarafı aşağılamaya çalışıyor, gerçekten hedefi kim. Çünkü önerme dahilinde geçen öznelerin tamamı ayaklar altına alınıyor..
-Galatasaray gibi bir camiayı maç satacak pozisyona düşürmek?
-Bursaspor'un tüm çabalarını gözardı edip, başkasının yardımına ihtiyaç duyacak yapıda olduğunu vurgulamak?
Hangisi daha alçaltıcı bilmiyorum ancak şunu biliyorum ki bu yargıları ortaya atıp kaçan alçakların boruları ötmeye devam ediyor..

Pazar günü gelecek. Saat 17:00 gibi Kasımpaşa maçı bitecek Fenerbahçe'nin. 13 numaralı Neeskens formamı giyip düşeceğim yollara. Ali Sami Yen'e doğru. Takım tutarak değil, futbolu güzel kılan takımların güzel futbolunu izleme amacıyla yanıp tutuşarak gideceğim. Rijkaard el sallayacak, Ertuğrul Sağlam gülümseyecek, Ivankov'u göreceğim Aykut'la konuşurken. Volkan Şen azmedip giydiği yeşil beyazlı formasını terletirken karşısındaki Caner'in kolunun hala neden sargıda olduğunu düşüneceğim. Celtic tipi formaya bakıp gülümseyeceğim biraz..

Maç bitecek ve ben seke seke evime döneceğim. Yüzümde 'güzel oyun'un zevkine varmış olmanın verdiği huzur olacak!